Sosyal Medya

Makale

Seviye meselesi ve ‘İslamTürk’ sentezi

Ä°ki yıl önce yerli ve milli kavramlarını kullanan iki yazı yazmıştım. YerliliÄŸin bu coÄŸrafyada çoÄŸulculuÄŸu ima ettiÄŸi vurgulanıyor, kalıcı ve sahici bir milliliÄŸin ancak bu türden bir yerlilik üzerinde inÅŸa edilebileceÄŸi anlatılıyordu. O günlerde yakın bir arkadaşım bu yazıların tehlikeli olduÄŸu, çünkü AK Partililerin bir bölümünün bunu yanlış anlamaya fazla teÅŸne olabilecekleri uyarısını yapmıştı. Haklı çıktı… Yüzeysellik maalesef ideolojiye baÄŸlı deÄŸil. Kendi ideolojinizi diÄŸerlerinden daha üstün görseniz ve bu tespitte bazı haklılıklar olsa bile, sırf ‘daha iyi’ bir ideolojiyi savunuyorsunuz diye yüzeysel olmaktan çıkmıyorsunuz. Ä°nsanları ve fikirleri incelerken eÄŸer elimizde deÄŸerler üzerinden ‘yatay’ bir eksen varsa, aynı ÅŸekilde seviye, kalite ve derinlik üzerinden giden de bir ‘dikey’ eksen var. AK Parti söz konusu ‘dikey’ eksenle pek ilgilenmedi ve giderek ‘kıymetlilik’ kavramı ile bağını kopardı. Medyanın geldiÄŸi nokta daha baÅŸka bir delil gösterilmesini gerektirmiyor…

***

Dolayısıyla AK Partililerin dilinden düşmeyen ‘yerli ve milli’ lafı da bugün tümüyle içeriksiz konumuyla, salt siyasi baÄŸlamdaki popülist ve manipülatif iÅŸlevi ile anlam kazanıyor. ‘Yerli’ kavramı çoÄŸulculuk ve insani zenginlik ima etmek bir yana, ‘ben yerliyim, diÄŸerleri deÄŸil’ anlamında kullanılıyor. Bunun üzerine oturtulunca en kaba milliyetçi dürtüler de ‘ben milliyim, diÄŸerleri deÄŸil’ önermesinin malzemesine dönüşüyor. Bütün farklılıkların ‘gayrı’ yerli ve ‘gayrı’ milli kılınması sayesinde sadece ben/biz meÅŸru hale geliriz hesabı yapılıyor.

AK Parti’nin bu türden ideolojik manevralara ihtiyacı yok. 14 yıl boyunca da olmadı… Ama görünen o ki ÅŸimdi ihtiyaç duyuluyor. Çünkü seviye yükseltilemedi… Aksine yükselme istidadı gösteren seviyeden rahatsız olundu ve sanki özellikle seviyesizliÄŸin bir siyasi kaldıraç gibi kullanılarak iktidarı garanti etmesi için uÄŸraşıldı. Ne var ki seviye sorunu olan bir siyasi hareketin ideolojisi de kaçınılmaz olarak o seviyeye mahkum olur. DiÄŸer bir deyiÅŸle eÄŸer AK Parti bu kısır döngüden çıkamazsa, hakkaniyet baÅŸta olmak üzere inanç alanından devraldığı bütün olumlu deÄŸerleri yüzeyselleÅŸtirir. Ä°nanç sözcükleri giderek kısır ve kurnaz bir siyasetin payandası olarak kullanılmaya baÅŸlanır. Her türden oportünistin ‘doÄŸal olarak’ kendisine yer bulduÄŸu bir parti haline gelinir. Etraf ‘yerli ve milli’ laflarından, ‘organik lider’ tespitlerinden geçilmez, ama gerçekte parti herkesin gözleri önünde yavanlaşır, ışığını yitirir ve faydacılığa esir düşer.

***

Bu muhtemel gidiÅŸata yol verilirse varılacak nokta 12 Eylül ideolojisinin tersyüz edilmesinden ibaret kalacaktır. O dönemin ‘TürkÄ°slam’ sentezi, yönetenlerin kimliÄŸi ile ihtiyaç duyulan ideolojik arka planı bütünleÅŸtirmeye çalışmıştı. ‘Sentez’ Ä°slam’ı iÅŸlevsel kılıyor ama yönetenin ‘Türk’ kimliÄŸini de saÄŸlama alıyordu. Bugün de karşımıza bir ‘Ä°slamTürk’ sentezi çıkmak üzere. Türk milliyetçiliÄŸini iÅŸlevsel kılarak yanına alan, ama Müslüman yöneticinin yerini saÄŸlamlaÅŸtıran bir ‘açılım’…

***

Maksat iktidarda kalmak ve yönetiyor olmak ise sorun yok. Ama bu yaklaşımın seviyesi Türkiye vasatının altında kalıyor. Daha önemlisi AK Parti seçmeninin en az dörtte birinin de altında kalıyor… Aradaki mesafeyi sadece hizmetle kapatabileceÄŸini sanmak büyük bir yanılgı olur.

AK Parti’nin söz konusu seviyesizliÄŸi bir an önce aÅŸması, bizzat kendisine mesafe alarak bakabilmesi lazım. Yapılacak çok iÅŸ var ve hala bunu en iyi yapabilecek olan da bu parti… Ama akıl tutulması ‘siyaset’ sanılacaksa elden bir ÅŸey gelmez…         

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.